- Fenerbahçe
(Bu bir futbol
yazısı değildir)
Fenerbahçe... Bakıyorum ve gülüyorum. Futbolla
eskisi kadar ilgili değilim aslında, ne oluyor ne bitiyor- bunlar pek
ilgimi çekmiyor. Dürüst olmak gerekirse tuttuğum takım da Kocaelispor ve
ligin son sırasındayız ve küme düşmek üzereyiz (Hatta siz bu yazıyı
okuduğunuz sırada muhtemelen düşmüş olacağız). Ve tek umursadığım, küme
düşeceğimiz için, sezon başında girdiğim iddiayı kaybedecek olmam ve
cüzdanımdan bir kasa bira parasının eksilecek olması. Ama
boşverin.
Aklıma takılan konu Fenerbahçe... İtiraf etmeliyim,
çocukken Fenerbahçeliydim ve 1990'a kadar da Fenerbahçeli olarak kaldım. O
zamanlar en popüler takımdı Fenerbahçe, böyle şampiyonluğa felan oynardı
hep. Ama Beşiktaş'a hep yenilirdi! Hatta bir keresinde (yaş 8 filan),
Fenerbahçe'yi bırakıp Beşiktaş'a geçmiştim ve 4 gün sonra Fenerbahçe
Beşiktaş'ı yenmişti. Ben de hemen geri dönüş yapmıştım tabi! O yüzden
Beşiktaş'tan hep nefret ettim. Şampiyon olduğu yıllarda bile Beşiktaş'ı
bir türlü yenemezdi Fenerbahçe, ve Beşiktaş'tan hazzetmemem için yeterli
bir nedendi bu. Şimdiyse Beşiktaş şampiyonluğa gidiyor ve Fenerbahçe küme
düşme potasındaki bütün takımlara yeniliyor! Hımmm, belki de bu hafta
Kocaelispor'a da yenilir ve biz de ligde kalabiliriz, ha?
Neyse.
Fenerbahçe... Yine yanlış yolda ilerliyor, değil mi? Bunu
nerden biliyorsun diye sormayın, her hafta Telegol programını
seyrediyorum. Çok komik, herkese tavsiye ederim. Örneğin, Turgay Şeren
var, Türk televizyonlarının en iyi komedyenidir kendisi! Ve Ahmet Çakar...
Haklı olduğu bir tartışmayı bile kaybetmesini isteyeceğiniz kadar itici ve
kavgacı bir insan. Ama çıkardığı kavgalar bambaşka şeylere dönüşüyor
zamanla ve eğer televizyonunuzun başında sigara tüttürerek bunları
izliyorsanız mutlaka eğleniyor ve çok gülüyorsunuz.
Geçen gün
Fenerbahçe'nin yanlış bir şekilde yönetildiğiyle ilgili bir tartışma vardı
Telegol'de. Tabi Ahmet Çakar yine ona buna laf atıp haysiyetsiz, şerefsiz
diyip duruyordu. Olay şu: Fenerbahçe'de her sene başarısızlık dolayısıyla
teknik direktör değişir (hatta 2 sene önce şampiyon olduklarında bile
teknik direktör değiştirmişlerdi, bu bir tür tik olmuş galiba kulüpte!),
ancak teknik direktör gelmeden önce yönetim kurulu kafasına göre transfer
yapar ve tabii teknik direktör geldiğinde bu futbolcuları istemez ve geri
gönderir ve bir sürü para israf edilmiş olur. Şu anda ise takımın tabii ki
bir teknik direktörü yok, ve yönetim kurulu yine transfer arayışlarına
başlamış bile! Bir spor yazarını Portekiz'e futbolcu bakması için
göndermişler! Nasıl bir komedi! Bu adamlar hiç akıllanmayacak
mı?
Bir şey farkettim, sanırım Fenerbahçe'yi kurtarabilirim.
Dinleyin beni: Önce kafalar değişmeli, başkan ve ardından yönetim kurulu
istifa etmeli. Yeni bir başkan gelmeli, iyi bir teknik direktör getirmeli
ve futbolcu transferine hiç karışmamalı, herşeyi teknik direktörün
isteğine bırakmalı. Nasıl? İyi fikir, değil mi?
Ne? Bunu daha önce
siz de mi düşünmüştünüz? Hmmmm.
O zaman bir şey daha farkettim,
G.....
Birlikte olmaya başladığımızdan kısa bir süre sonra
Fenerbahçe şampiyon olmuştu. Ayrıldığımızdaysa Fenerbahçe'nin son teknik
direktörü de kovulmuştu!...
Fenerbahçe gibiyim. Bir şampiyonluk
daha yaşayabilir miyim, bilemiyorum.
Ve inan, kaybettiğim iddianın
da pek bir önemi yok artık.
-
|