- Cam gibiydi;
kırıldığında keskinleşiyordu...
Artık senden
hiçbir şey istemiyorum. Olmak istediğim adam olamadım, biliyorsun. Olmamı
istediğin adam olmaya da çalışmayacağım artık. "Senden vazgeçmek en zoru"
derdim ya hep, sen böyle yaptıkça kolaylaştı gitgide. Galiba artık sensiz
yapabileceğim. "Bazı savaşlar kazanılmaz" der bir şarkıda. Bazı zaferler
elde edilemez. Elde edilseler bile bir değerleri kalmayacak kadar
yıpratırlar insanı. Sen işte böyle zor bir zaferdin. Ve ben bu zaferi
kazanmaya çalışmaktan vazgeçtim.
Hayatı boyunca amortilerle idare
etmiş biri olarak rahatlıkla söylebilirim ki sen bir erkek için büyük
ikramiyesin. Ama ben şans oyunlarına inanmıyorum artık... Adalete de
inanmıyorum tabii. Çünkü hayat adil olsaydı, hakedenler, sabredenler;
beklediklerini,istediklerini alırlardı.
Başka bir şarkı şöyle der:
"Hiçbir insan ada değildir. Beklediği iyi şeyler mutlaka bir gün ona
gelir." Bu şarkıya da inanmıyorum ben. Dünya üstünde hala iyi şeylerin
yazgılarını bulmasını bekleyen binlerce insan, binlerce ada var bence.
Oysa yazgı diye birşey de yok...
Yapmam gereken şeyi yapacağım
şimdi. Kendimin olan bir yer yaratıp, kimsenin dokunmasına izin
vermeyeceğim. Tıpkı senin yaptığın gibi kendi kendime alışacağım. Tıpkı
senden öğrendiğim gibi yakınıma kimseyi yaklaştırmayacağım; kimseye karşı
bir adım bile atmayacak, gelip kapımı çalanlara "tadilatta" olduğumu
söyleyeceğim. Senin gibi olacağım: tuhaf, ulaşılmaz ve puslu... Ve sen
benim gibi bi adamı bu hale getirdiğin için üzüleceksin, tabii hala
umrunda olan bir şeyler kaldıysa...
-
|