...kitap


 

Ayşenur Yazıcı, Ekmek Arası Hayat
 
Yine "keske" lerle dolu bir donemime Ezerhan yetisti. Taa Kalifornia'dan bana Aysenur Yazici'nin Ekmek arasi Hayat kitabini yetistirdi. 18 Agustos sabahi sabahin korunde postaci elime tutusturdu kitabi. Uyku sersemi soyle bir baktim, yataga geri dondum. Alarm calip ise gitme saati geldiginde hazirlanirken kitabin arka sozune gozum takildi:
 
Yasamindan sikayet etmeyen kac kisi var? Neden herkesin "keske" leri, "iyi ki" lerinden cok? Bir solen masasinda karnimizi doyurmak uzere oturdugumuz hayatimizi isteyerek mi ekmek arasina sokusturuyoruz?
 
Hadi bakalim. Dayanamadim, boyle son sozu olan bir kitabin ilk sozu nasildir diye bakasim geldi. On soz su cumle ile bitiyor:
 
Ne istediysem basima geldi.
 
Isten donusu yanimda bir paket sigara, bir sise kirmizi sarap ile eve geldim. Sarabimi koydum, sigarami yaktim, kitaba basladim. (ve bitirdim. Evet, ayni gece)
 
Gencecik yasimda yasam hirsini benden cikaran ilk kocama...
Umutlarim kirilmis eve dondugumde kocana don diyen oz babama...
Istediginde gidip istediginde donen ve ne oldum delisi sevgilime...
Yaktigim mumlari, baglanan caputlari bir turlu gormeyen yatirlara...
 
Aysenur Yazici'yi mutlaka ki gordunuz. En son CNN Turk'de spikerlik yapiyordu. Ne cevherler varmis hatunda meger, ne cevherler. Hayata tamamen tatli-sert, kendisi ile cevresine yuzunde hafif kinayeli, hafif bilmis bir gulumseme ile bakan, cok ilginc bir gozlemci kendisi. Nereden mi biliyorum? Kitabindan. Kitabinda tamamen kendisini, cevresini ve gozlemlerini anlatiyor cunku.
 
Bazi alintilar:
 
Sen benim dogurmadigim kucuk kizimsin, anne!
 
Yasami geldigi gibi yasamaktan korkma!
 
Insanlar beni cok kirdi anne!
 
(kizilderili sefinden alinti ile) "yanlizca son agac kesildikten, son irmak zehirlendikten, son balik yakalandiktan sonra...ancak ondan sonra paranin yenmeyecegini anlayacaksiniz"
 
(hayata bilgisayar oyunu gibi bakan ogluna nasihat veriyor) Hayatin RESET'i yok...Anlatamiyorum....
 
(yine ogluna) Herkes ormanda ulu bir cinar olamayabilir, kimileri de yol kenarinda bir cali olacaktir. Onemli olan, yol kenarindaki calilar arasinda en iyisi olabilmek...
 
(kendisine alayci baktigi satirlardan bir kacinda) Sanik Aysenur ayaga kalk! E ben zaten ayaktayim, hic oturmadim ki.
 
Affetmeyi, kendimle alay etmeyi, uretmeyi, paylasmayi ve kosulsuz kucaklamayi ogrendim...
 
Paylasmaktan yoruluyoruz. "Biz" demek agir geliyor, "ben" demek daha kolay. Fedakarligimiz sureklilik kazaninca kendimizi "aptal", karsi tarafi "uyanik" goruyoruz. Tokat yediginde, utansin diye obur yanagu uzatan yok. Cunku karsi taraf obur yanaga da vurmak icin eli havada bekliyor.
 
(oglundan bahsediyor) Biz kucukken "Canim sikiliyor" dedigimizde annem "bir kiz canim sikiliyor derse evlenme zamani gelmis demektir" derdi. Ee, bunun cani cok erken sikildi yahu daha 15 yasinda!!
 
Okuyucu ile karsilikli konusur gibi ve de cok akici bir dille yazilmis bir kitap. Verdigi mesaj cok guzel. Hayat ile araniza hic kimsenin ve hic bir seyin girmesine izin vermeyin. Insanlari anlamasaniz da affedin. Hayata sifirdan baslamayi ogrenin, bunu omrunuz boyunca bir kac kez yapmak zorunda kalabilirsiniz. Bu sizi yildirmasin.
 
Hayat ile araniza hic kimsenin ve hic bir seyin girmesine izin vermeyin.
 
Bosuna Ekim 2002'de 6. baskisi (kendisi elimdeki baskisi olur) cikmamis.  Bu kitabi her yas grubundan herkese tavsiye ediyorum.
 
Bir paket sigara, bir sise sarap ile bu kitap daha guzel gidiyor.

Oğuz ONTÜRK